Evet, bana ait bu yorgun vücut
Bükülen bel diyor: Vakit kalmadı
Dünyayı sanmıştım daimî bir yurt
Titreyen el diyor: Vakit kalmadı
Dünya meskeninin çürük yapısı
Sahteymiş sarayın, evin tapusu
Açılmış; kapanmaz kabir kapısı
Nazlanma gel diyor, vakit kalmadı
Allah baki, gayrı fani cihanda
Herkes misafirdir dünya hanında
Bahar terk etti kış geldi sonunda
Sararan gül diyor: Vakit kalmadı
Gayrı dikiş tutmaz bu koca yırtık
İhtiyar küheylan koşamaz artık
Gide gele en son durağa vardık
Tükenen yol diyor: Vakit kalmadı
Para, makam, şöhret geçmez kabirde
Süs, şatafat derman olamaz derde
Tılsım kitaptadır, sır Peygamberde
İyilik al diyor, vakit kalmadı
Doğan ölmek için gelir dünyaya
Her gelen bir parça dalar rüyaya
Düşmek istemezsen dipsiz kuyuya
Duy Halil, dil diyor: Vakit kalmadı