Hz. Muhammed (asm) - Enbiya - Nübüvvet

VARLIĞIM FEDA OLSUN EFENDİM (ASM)

Efendim, ah efendim, senin zamanında yaşamak vardı, senin nefes aldığın dünyada nefes almak…
Kim bilir ne eşsiz bir saadettir yanında yörende bulunmak, sana yakından da yakın olmak…
Keşke Kıtmir’in olsaydım ardın sıra gezinseydim,
Sevindiğine sevinip, derdine hüzünlenseydim…
“Bana yardım edecek kimse yok mu?” dediğinde göğsüne vura vura” ben, ben ey Allah’ın Resûlü” diyen Ali’nin heyecanını yaşasaydım;
Müşrikler tarafından öldürülesiye dövüldükten üç gün sonra gözlerini açtığında “Muhammed nasıldır?” diyen Ebu Bekir’in ruhunu taşısaydım…
Neredeyse bütün sevdikleri Uhud’da şehit düşen Sümeyra’nın savaş meydanında yana yakıla koşarken “Allah Resulü nerede?” Diyen feryat figanını duyabilseydim.
Seni gördüğünde “Ey Allah’ın Resûlü sen sağ olduktan sonra bütün musibetler bizim için hafiftir” diyen sözlerini yüreğimin en derin yerine koyabilseydim…
Hiç olmazsa Vahşi gibi seni uzaktan izleseydim,
Gözlerin yüzüme bakmasa da ben hep seni gözleseydim.
Sesine bütün hücrelerim kulak kesilseydi,
Her bakışında ruhum yeniden dirilseydi…
Senin dünyanda seninle olsaydım, bir an, bir lahzacık da olsa dizinin dibinde öylece kalakalsaydım.
Efendim, Rabbü’i Âlemin’in yemin ettiği ömrünün bir tek saniyesine varlığım feda olsun, feda olsun efendim…

Varım yoğum her şeyim,
Malım mülküm servetim
Evim, eşim, evladım,
Canım ruhum hayatım uğruna feda olsun;
Ömrüm senin ismini anmakla son bulsun…

Ayın on dördünden daha parlaktı yüzün,
Konuştuğunda inci dişlerinden ışık süzülürdü; sanki pırlantaydı her bir sözün.
İnsanların en güzeliydin şüphesiz; Sahabeler seni gördüğünde güneşin doğduğunu sanırdı,
Âlem sana vurgun, kâinat sana aşıktı, senin yanında olanlar bile hasretinle yanardı…
“Mısır kadınları Yusuf’u görünce ellerini kestiler. Eğer benim Efendimi görmüş olsalardı, ellerindeki bıçakları sinelerine saplarlardı…” diyen Aişe annemin dediğini yapsaydım, keşke seni bir kez görmeye bedel lime lime doğransaydım…
Efendim, “Sen olmasaydın bu âlemi yaratmazdım” diyen Rabbimin fermanının hakkı için saçının bir teline varlığım feda olsun, feda olsun efendim…

Varım yoğum her şeyim,
Malım mülküm servetim
Evim, eşim, evladım,
Canım ruhum hayatım, uğruna feda olsun;
Ömrüm senin ismini anmakla son bulsun…

“Allah’a yemin olsun ki biz her zaman seninle birlikteyiz, eğer sen denize dalarsan biz de düşünmeden arkandan dalarız, Allah’ın bereketiyle yürüt bizi” diyen Sa’d bin Muaz’ın adımlarını takip edebilseydim,
Uhud’da kandan bir sütun olan Talha bin Ubeydullah gibi senin siperin olabilseydim,
Müşriklerin “Sizi serbest bıraksak da sizin yerinize Muhammed olsa nasıl olur?” sözlerine mukabil darağacında, ölüme ramak kala Hubeyb bin Adiyy’in “Hayır vallahi; değil bizim bedelimize O’nun ölümüne razı olmak, bizim kurtulmamıza bedel O’nun ayağına diken batmasına bile razı değiliz. O’nun uğrunda ölmeyi, ailemizin yanına dönmeye razı oluruz.” haykırışıyla özüne varsaydım kahramanlığın,
Sahabenin yüreğinde keşfedebilseydim sozsuzluğunu aşkın, sevdanın…
Onlar seni öyle sevdiler ki namaz için abdest aldığında abdest suyunu dahi kapışıyorlar, üstlerine başlarına döküyorlardı, sorduğunda “bereket umuyoruz” diyorlardı.
Bereket-i Muhammediye hürmetine o suyun bir katresine varlığım feda olsun, feda olsun efendim…

Varım yoğum her şeyim,
Malım mülküm servetim
Evim, eşim, evladım,
Canım ruhum hayatım, uğruna feda olsun;
Ömrüm senin ismini anmakla son bulsun…

Efendim, kan ağlıyor yüreklerimiz bir bilsen, senden sonra, sensizliğin sarhoşluğuyla çıkmaz sokaklarda kaybolduk,
Dini rüşvet verip dünyayı satın almaya kalkacak kadar divane olduk…
Ter-ü taze prensiplerini, saadet pusulası sünnet-i seniyyeni terk ettik,
Terkettik, mahvolduk bittik…
Günahta küheylan, haramda kahraman; namazda yorgun olduk.
Hayırda bananeci, zekatta adamsendeci, israfta Karun olduk…
Kur’an’ı çıkardık gündemimizden, kul olarak yaratıldığımızı unuttuk; sanki Nemrut, Firavun olduk.
Bir kez suretini görse dirilirdi ölüler;
Bir nefes etsen volkana dönerdi küller.
Öldük, söndük; nuruna, hidayetine çok muhtacız,
Sensin, sensin ilacımız.
Efendim ne olurdu yeniden çıkıp gelsen
Dünyamızı cennete çevirmeye yeterdi gölgen
Ey âlemlere Rahmet Efendim, gölgenin gölgesine varlığım feda olsun, feda olsun efendim…

Varım yoğum her şeyim,
Malım mülküm servetim
Evim, eşim, evladım,
Canım ruhum hayatım, uğruna feda olsun;
Ömrüm senin ismini anmakla son bulsun:
“Lâ ilâhe illallah, Muhammed Resûlullah”

 

İlgili Şiirler