Gül gibi gençliğim beni terk etti
Yanarım yanarım ona yanarım
Ömrüm arkasına bakmadan gitti
Yanarım yanarım ona yanarım
Bende endam, boy pos, güzellik vardı
Şu koskoca dünya gönlüme dardı
Böyle kış değildi mevsim bahardı
Yanarım yanarım ona yanarım
Etrafım doluydu dost, ahbap ile
Kendime yapmıştım sevgiden kale
Şimdi çok yalnızım her şey nafile
Yanarım yanarım ona yanarım
Her gün bir taş düştü beden evimden
Eksildi yapraklar bir bir takvimden
Çare yok derdime Lokman Hekim’den
Yanarım yanarım ona yanarım
Sahteymiş dünyanın ipeği, şalı
Zehirliymişmiş meğer peteği balı
Çıkmadı ihtişam, şöhret vefalı
Yanarım yanarım ona yanarım
Yaradılış nedir, insan ne imiş
Son demde anladım, bu nasıl bir iş?
Korkarım ateşe doğrudur gidiş
Yanarım yanarım ona yanarım
Ezanlar okundu duymadım heyhat
Günaha, gaflete doymadım heyhat
Kendimi ölecek saymadım heyhat
Yanarım yanarım ona yanarım
Gururla unuttum kul olduğumu
Haram helal yuttum her bulduğumu
Saklamam gayrı saç baş yolduğumu
Yanarım yanarım ona yanarım
Halil can çıkmadan tövbe et acil
Bu gün, yarın deyip eyleme tecil
Eyvah eyvah bozuk çıkacak sicil
Yanarım yanarım ona yanarım