Pencere önünde başlarsın güne
Akşam olur, çalmaz, kapının zili
Konuşur durursun kendi kendine
Hâlini kim görse zanneder deli
Bir sese, soluğa hasret kalırsın
Yalnızlık yapışır, tam kene gibi
Solmuş resimleri öper koklarsın
Mazi sıkar seni mengene gibi
Öyle ağlarsınki biter gözyaşın
Kâr etmez çalınsa bin davul zurna
Hani heyecanın, nerde telaşın?
Manasızmış meğer onca koşturma
Duvarlar konuşmaz, vermez bir cevap
Yanarsın sessizlik denen ateşte
Uğramaz yanına ne dost, ne ahbap
Yapayalnız kalmak böyledir işte
Vefa nedir vefa? Bir ürkek ceylan
Göz açtın, kapadın, bak nasıl kaçtı
Yalnızlık denilen zehirli yılan
Kimbilir ruhuna kaç yara açtı?
Dur! Ümit bitmedi; yas tutma hemen
El açıp da dua etmezsin; niçin?
Seccade lâzımdır sana âcilen
Rahmet limanına sığınmak için
Kalbin dile gelsin, ne derdi varsa
İlaç, merhem onda; derman ondadır
Belâlar dağ gibi önünde dursa
Çölleri göl eden ferman ondadır
O Allah ki Rahman, Rahim’dir adı
Şefkati sonsuzdur, rahmeti engin
Herkes unutsa da o unutmadı
İlmi nihayetsiz, vefası zengin
Evin ıssız lakin yalnız değilsin
Sana senden yakın yüce Rabbin var
Fani dostlukların kökü kesilsin
Kimse yar olmasın; Allah olsun yar
Sönmedikten sonra gönlünde ışık
Beş para kıymeti yok karanlığın
Halil sen oldukça Allah’a aşık
Zâhirdedir ancak bu yalnızlığın