Hz. Muhammed (asm) - Enbiya - Nübüvvet

BEKLENEN (ASM)

Yeryüzüne hâkimdi putların saltanatı
Zifiri karanlıktı her yön; Doğu ve Batı
Pusulasızdı âlem, mahrumdu kılavuzdan
Şirk zulmetiyle kalpler kesilmişti kaskatı.

Adalet sürgündeydi, firarîydi hak hukuk
Fukaraysa bir kimse olurdu boynu bükük
Zulüm hakim olunca, düşen paylar dengesiz
Zalime yaldızlı düş, mazluma kabuslar yük.

Tereddüt edilmezdi katledilirken canlar
Hesabı sorulmazdı, yerde kalırdı kanlar
Öyle kuvvetliydi ki esaret prangası
Parayla alınırdı, satılırdı insanlar.

Âh yavruların hâli çok elim bir destandı
Uygulanan şeytandan gelen alçak fermandı
Anaların feryadı yankılanırdı gökte,
Zira masum çocuklar kızgın çöle kurbandı

İffet, namus komada; ahlak, edep kayıptı
Kadın olmak utançtı güya büyük ayıptı
İsteyen kırk kadınla evlenir, boşanırdı
Bazısı da eşini ticaret malı yaptı.

Büyük devrim yapacak biri vardı beklenen
Bereketli adıyla binler kârdı beklenen
Her güne kervanlarca umut ekleyip duran
Virane gönüllerde kutlu yardı beklenen.

Beytullah’a yürüdü ordusuyla Ebrehe
Bu olay Fil Vakası diye geçti tarihe
Ebabil kuşlarıyla gazap yağdırdı Allah
Yıkılmaktan kurtuldu, Kâbe erdi feraha.

Yıkılamazdı Kâbe, daimî kalacaktı
İbrahim emaneti yerini bulacaktı
Dünyanın kalbi, ruhu merkeziydi şüphesiz
Beklenen Peygambere kıblegâh olacaktı

Resuller ve kitaplar müjdeler veriyordu
Muvahhidler, velîler hep ihbar ediyordu
Hazreti İsa dahi İncil’de, ayetlerle
Beklenen Peygamberin ismi Ahmet diyordu.

Bin gündüzden nurluydu, o gece pek kutluydu
Dünya, ukba, kainat bahtiyardı, mutluydu
Şerefler verecekti âleme beklenen Zât,
Yer ve gök istikbalden, ikbalden umutluydu.

O gece Mecusilik ateşi sönecekti
Putlar yere düşecek, batıl sürünecekti
Kisraların sarayı sarsılacak depremle
Kutlu doğumla zaman bayrama dönecekti.

Karanlığın sonunda o nehardı beklenen
Buz kesmişti gönüller hep bahardı beklenen
Bilirdi kanlı gözler, zamanın kapısını
Saadet iklimine aralardı beklenen.

Hazreti Amine ki en bahtiyar anneydi
Zira oğlu hikmete, hilkate bahaneydi
İnsanlık doğru yönü bulacaktı Onunla
Bilecekti âlemde İlâhî murat neydi.

Rebiülevvel ayıydı, on ikinci geceydi
Hudutsuzdu kıymeti, keyfiyeti niceydi
Cihana teşrif etti yaradılış sebebi
Çok müstesna bir gündü, nurlu Pazartesiydi.

Gönüller aydın oldu, gözler aydın, kalp mesud;
Şeref verdi âleme Ahmet, Muhammed, Mahmut
Kainata nizamı getirecek Zât budur;
Mesajına bağlanmış cümle mutluluk, umut.

Raks etsin galaksiler, bayram yapsın semavat
Çiçeklerle süslensin ağaçlar ve nebatat
Nur-u Muhammedîr mevcudatın mayası
Mevlidiyle ulaştı manasına kâinat.

Abdullah oğlu Ahmet Allah’ın Habibidir
Hazreti Muhammed’dir, Hakkın andelibidir
Ruhların sultanıdır, Gönüllerin mahbubu
Rahmetin kaynağıdır, muhabbetin kalbidir.

Kâinatı nuruyla işte sardı beklenen
Müjdeler, muştularla âşikârdı beklenen
Hem en yüce Peygamber, hem en büyük bir kuldu
İnsanlığın fahriydi, bahtiyardı beklenen.

Kırk yaşına basınca tac-ı Nübüvvet geldi
Rahmet dini İslâm’la ağlayanlar hep güldü
Kur’an’la Sünnet ile dünyayı cennet yaptı
Saadet formülünü yazan sırlar çözüldü.

İmanda en yüceydi, kullukta en ileri
Yetişemedi ona, Melekler kaldı geri
Mânevi meratipde kimse misil olamaz
Buna delil Cebrail ve o Mi’raç seferi.

İnsanlığa öğretti terbiyeyi, adabı
Hayatıyla ders verdi ahlâkı ve edebi
Sünnetine sarılıp, Ona tâbî olanlar
Cennetü’l Firdevslerde mutlu olur ebedî.

Büyük bir öğretmendi, Sahabeler eseri
Komutan, sultan yaptı sıradan bir neferi
En müstesna, en özel, en nadide en güzel
İnsanlık tarihinde Onun asrının yeri.

Altmış üç yaşındayken son nefesini verdi
“Refikü’l âlâ” dedi, rızaydı bir tek derdi
Ümmetine çok büyük mirası bırakarak
Hakka yürüdü Resûl, dosta, vuslata erdi.

Ölüm, kader yazısı bir karardı beklenen
Bâkî âlemi açan anahtardı beklenen
Cennetin Meleklerin bekleştiği bu Zât’tı
Azrail’le menzile işte vardı beklenen.

İlgili Şiirler