Ey gafil nefsim bil ki lezzetin dirhem olmaz
Ruhunun yarasına bu gaflet merhem olmaz
Ya akıllan acilen ya aklını çıkar at
Üç kuruşluk zevk için etme kendini berbat
Kabir ağzını açmış seni bekler baksana
Kör olursan ebedi perişanlık hak sana
Mezarlıktan geçerken, ıslık çalma boşuna
Gireceksin mezara, gitmese de hoşuna
Devekuşu korkudan başını sokmuş kuma
Avcıyı görmüyormuş, gövde dışarda ama
Sen de gaflet kumuna başını sokma artık
Beyhude oyalanma, yama tutmaz bu yırtık
Oyunla, eğlenceyle aklını uyuşturma
Fırsat elden kaçmadan gerçekle yüzleş durma
Kabristanda saklambaç oynama, haydi dön gel
Azrail’e hiç bir şey bil ki olamaz engel
Ömür az, ecel yakın; yol uzun, zahire yok
Anla artık gafletin, dönüp seni vuran ok
Senden ne istiyor sor; ölüm, ecel, Azrail
Kurtuluş vesikası, sadece imandır bil
Korkma, titreme nefsim; merdâne bak mezara
Anlarsın, niye geldin; dünya denen pazara
Sakın aldanıp deme: “Ben de herkes gibiyim”
Deme: “Dinden anlamam, kulluğa ecnebiyim”
Herkesle aynı olma tesellisi esassız
Kabrine gireceksin bil ki kimsesiz, yalnız
En yakın dostun bile, kabre gelir ve döner
Dünyevi ahbaplıklar sen öldüğünde söner
Allah Rahman, Rahim’dir; tövbe istiğfar eyle
Sığın sonsuz rahmete, huzura firar eyle
İman büyük saadet, kulluk yüce şereftir
Mahrum olan bedbahtın ahvali pek eseftir
Halil uzun konuşma; Allah var, mutluluk var
Düşman bile yar olur; olur ise Allah yar