Hep büyüklük taslarsın Nemrut, Firavun gibi
Ben kazandım ben dersin, nankör Karun gibi
Hedefsiz, rotasızsın serseri kurşun gibi
Nefis denen eşkiya, düşmanın hası sensin
Hep temize çıkarsın heyhat kirli, necissin
Gururlu, kibirlisin lâkin fakir, acizsin
Hakir, zelil, rezilsin; sana sorsak azizsin
Sen varya sen ey nefsim, fitnenin başı sensin…
Eşek anırır, karga öter; bülbül sanırsın
Celladına aşıksın, dikeni gül sanırsın
Günah başa belâdır; sen hep ödül sanırsın
Ey nefsim şeytanların zehirli aşı sensin…
Ahmak nefsim şaşkınsın zira başın dumanlı
Akıbete kör olup yaşarsın heyecanlı
Bilmiyorum ben nasıl öleceğim imanlı
Ebedî hayatıma kurulan pusu sensin…
İblisin ekmeğine yağ sürersin daima
Kalbim feryat ettikçe tuz basarsın yarama
Kördüğümü çözmenin bir çaresi var ama
Nefsim çıkmaz sokağın önü, arkası sensin…
İbadette yorgunsun; lezzet, zevkte küheylan
İmar, ıslah ne gezer, varsa yoksa heyelan
Ey canavar kaç oldu parçaladığın ceylan
Cennet kapısındaki kilidin pası sensin
Tek kendini seversin, herşeyden çok kendini
Sevdiğinde ararsın kendi menfaatini
Halil İbrahim gibi kırmalısın putunu
Yoksa ehl-i kemâlin matemi, yası sensin…